SANAT, GÖRSEL, GÖRSEL SANATLAR, GÖRSEL SANATLAR DERSİ,
SANAT, GÖRSEL, GÖRSEL SANATLAR, GÖRSEL SANATLAR DERSİ,
SANAT, GÖRSEL, GÖRSEL SANATLAR, GÖRSEL SANATLAR DERSİ,
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
SANAT, GÖRSEL, GÖRSEL SANATLAR, GÖRSEL SANATLAR DERSİ,
GÖRSEL SANATLAR DERSİ SANAT, GÖRSEL, GÖRSEL SANAT görsel sanatlar dersi 2.dönem zümre tutanağı, görsel sanatlar yıllık planlar, görsel sanatlar dökümanları, görsel sanatlar, teknoloji ve tasarım dersi, sanat, desen, yağlı boya, karakalem proje görevleri
13 Nisan 1942'de İstanbul Çatalca'da doğdu. İlköğrenimini Kars ve Çankırı'da yaptı.
1966'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi.
1962'de Türkiye İşçi Partisi'ne girerek ilk örgütlenme çalışmalarına katıldı. "Fikir Kulüpleri Federasyonu"nun (FKF) kurucuları arasında yer aldı. "Dönüşüm" dergisininin kuruluş çalışmalarına katıldı, sahipliğini üstlendi.
1970'te İsmet Özel'le birlikte "Halkın Dostları" dergisini çıkardı. Aynı yıl İngiltere'ye, daha sonra Fransa'ya gitti. Paris'te gece kulübü bekçiliği, otel katipliği, öğretmenlik yaptı.
1972'de Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Sovyet edebiyatı üzerine inceleme yaptı. 1974'te Türkiye'ye döndü. İstanbul Şehir Tiyatroları'nda dramaturg olarak çalıştı. 1975'te kardeşi Nihat Behram'la birlikte "Militan" dergisini kurdu. "Sanat Emeği" dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
1979'da Türkiye Yazarlar Sendikası'nın genel sekreteri oldu. Yayınevlerinde çalıştı. 12 Eylül harekatından sonra 1982'de Barış Derneği Davası nedeniyle 10 ay tutuklu kaldı. 1984'te Fransa'da Sorbonne Üniversitesi'ne bağlı Centre de Poetique Comparee bölümünde Türk ve Dünya Şiiri üstüne seminerler izledi, çalışmalar yaptı.
İlk şiirleri "Ataol Gürus" takma adıyla Yeni Çankırı, Yeşil Ilgaz, Çağrı gibi yerel gazete ve dergilerde yayınlandı. Yükseköğrenimi sırasında Yapraklar, Dost, Evrim, Ataç gibi dergilerde çıkan şiirleriyle dikkat çekti. Bu dönemin şiirlerini biraraya getiren ilk şiir kitabı "Bir Ermeni General" 1965'te basıldı.
Gençlik dönemi şiirlerinde orhan Veli, Attilâ İlhan ve İkinci Yeni şiirinin ortak özellikleri etkin. Gerçek şiir kimliği 1965-1971 arasında Papirüs, Şiir Sanatı, Yeni Gerçek, Yeni Dergi ve Halkın Dostları'nda çıkan şiirleriyle oluştu. Bu şiirlerde toplumcu, etkin bir edebiyat anlayışının örnekleri yer aldı.
Toplumcu gerçekçi şiir ilkelelerine yöneldi, şiirini yeni biçim ve tema arayışlarıyla besledi. Çevirileriyle de dikkat çekti. Edebiyat ve kültür üzerine yazdıkları, antoloji ve diğer çalışmalarıyla kuşağının önde gelen yazarları arasına girdi.
AĞUSTOS KONUĞU Odama bir an giren uçucu bir böcek -Arıdan irice, kanatları renkli- Dolaştı bir süre, vızıldamadan. Sonra bulup yolunu pencerenin Çıkıp gitti
Bir öykü çeviriyordum Çehov'dan Masamda bira bardağı -Odam, kitaplarım,olağan dünyam- Tül perdede ağustos ışınları
Tanık oldu yaşamıma Bu uçucu böcek, sadece bir an Çıkıp gitti sonra Tıpkı yaşamıma bir an katılan Sonra yitip giden bir sevgili gibi
ATAOL BEHRAMOĞLU
AKŞAMÜSTÜ BİR KAHVEDE
Akşamüstü bir kahvede Bira içtim birkaç bardak Gazeteden yoruldukça Gelip geçene bakarak
Kahvenin müşterileri İçerdeydi daha fazla Camlı terasta idim ben Çıkıntı yapan sokağa
Sevimsiz bir kocakarı Torununu azarladı Bir köpek geldi içerden Camdan dışarıya baktı
Salınarak geçip gitti Genç bir anne çocuğuyla Kasketli iki müşteri Bir şey konuştu patronla
Biraz sonra geldi köpek Baktı yine aynı yere Tıraş edilmiş yüzünde Kederle ve ciddiyetle
Kocakarı torununu Azarladı bir kez daha Karıştı iki kasketli Akşamın ıssızlığına
Köpek yine gelip baktı Camdan ve hep aynı yere Yüzünde aynı ciddiyet Ve gözlerinde kederle
Kocakarı içkisini Bitirmiş olmalıydı ki Çıkıp gitti torunuyla Biri bir kahve söyledi
Az önceki anne çocuk Döndüler elde ekmekle Köpek yine gelip baktı Camdan ve hep aynı yere
Bakıyor birkaç saniye İçeriye dönüyor ve Geliyordu çok geçmeden Bakmak için aynı yere
Koyulaşırken gitgide Usul ve yumuşak akşam Eğildim ben de yavaşça Baktım köpeğin ardından
Uzuyordu bomboş sokak Gelip giden azalmıştı Parketmiş birkaç araba Ve akşamın ıssızlığı
Eğilip bir daha baktım Belirgin hiçbir şey yoktu Köpek ise arada bir Gelip bakıp dönüyordu
Ben de bu notları aldım Bir şiir yazarım diye Yaşamın anlamsızlığı Ve ciddiyeti üstüne
ANNEM YOK ARTIK -4 Nasıl acı duyarsa bir mağara adamı, Nasıl çıkarsa ölçüsüz haykırışlar gırtlağından Öyle bağırayım ben de,sonsuzlaşsın yüreğim, Bütün insanlara sevgiler taşıyacak kadar Ve öylesine güzelleşsin ki her şey, Öylesine erisin ki yumuşak bir ışıkta Öylesine bilgileşeyim, Öylesine sevgiyle dolsun ki kalbim, Ölürken annemleşeyim Biliyorum var olmaz bir daha yok olan şeyler Umurumda değil Biçim değiştirdiği maddenin, Ruh diye birşey de yok Ama gizli sevgiler bulunup çıkarılırsa Yüreklerinden insanların Çıkarılırsa karanlığından unutuşun Yaşanmış olan şeyler Ve tek bir insan yüreği gibi çarparsa Bir günlük insanlık, Hiçbir şey yok olmamış olacaktır, Dönüşerek sonsuz,büyük ve Bütün zamanları birleştiren bir sevgiye..
Değişir rüzgarın yönü Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş, gözden. Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşayamaz sevdasını, Severken hiçbir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak Şarkılar çaldı odalarda Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm Düşmanlarımız dışında Düşmanlarımız çünkü Sevgiyi yok ettikleri için Düşmanımız oldular. Beyaz ipek gibi yağdı kar Bir kız kardan hafif yüreğiyle Geçip gitti güvercinleri anımsatarak. Uzaktaki şehir Uykuya dalmıştır şimdi. Düşündüm bir bir Kardeşlerimin ne yaptıklarını Nihat Uyumuyor olmalı. -Nefis bir şarkı Söylüyor yandaki odadaki kız Bir Rus Halk şarkısı. Ve şimdi koroyla Başladılar- Nihat düşünüyordur Karanlıkta. -Sanırım Bir saatten sonra Hapishanede Dışardan söndürüyorlar ışıkları- Beyaz ipek gibi yağdı kar Bir kız kelebek adımlarıyla Geçip gitti karın üzerinden. İnsanlar kendi şarkılarını Kendi hayallerini taşıyorlar. Çağdaş şarkılar Gerekli onlara Hem hayatlarının Derinliklerinden söz eden Gerçekleştirilmiş Gerçekleştirilmemiş duygularından, Hem Kavgayı ateşleyen Somut Anlaşılır Akıllı şarkılar. Beyaz, ipek gibi yağdı kar Acılarla dolu bu dünyaya. İnsafsızlık Vahşet Hala güçlü Ve hala iktidarda. İnsanlar Ölüyorlar. Gepgenç Sımsıcak Ölüyorlar Sanki Ölmüyorlarmış gibi. Bir yandan sürüp gidiyor Hayat; Bir yanda tel örgüler Parmaklıklar. Beyaz, ipek gibi yağdı kar Yağdı kirpiklerine bir kızın Yağdı mavi bir nehre Saçlarıma yağdı Otobüslere Ağaçlara Evlere. İçimden okşadım onu. Kelebek adımlarını Yanımdan geçen kızın. Herhangi bir kız Hayalleri olan. İstedim ki Daha güzel Olsun şu dünya. İstedim ki Beyaz İpek gibi yağan karın altında Bitsin artık Bu sürüp giden alçaklıklar. Bir bebek Ölüm tehdidi altında yaşamasın Beşiğinde. Ve paramparça olmasın Sımsıcak Capcanlı Yaşayıp giderken insanlar. Bırakın, beyaz İpek gibi yağan karın altında Hayallerimiz olsun. Yaşayalım Özgür Güzel Düşünceli. Anlatalım Düşündüklerimizi birbirimize. Sevinç egemen olsun her yerde İnsanca Bir kaygı. Beyaz, ipek gibi yağdı kar. Yağsın. Dünya daha güzel olacak İnanıyorum buna. Bir insan kalbinin güzelliğine Çocukluğuna Sonsuz cesaretine, olanaklılığına İnandığım kadar.
BİR KADINI BEKLEMEK Bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerek Bir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşunda Bir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek
Aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığın Bir akşamı geçecek
Belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamın belki de Bir kadını geçecek
Bir kadını bekliyorum Eteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek…